2015 Eylül sonu, alkol ocağıyla kendi yemeğimizi pişirip, kamping yerine doğada geceleyeceğimiz bir tur yapmak istedik. İlk başta Antalya – İzmir olarak düşündüğümüz rota Antalya – Kaş arası bol tırmanış olması sebebiyle Kaş’tan başlayacak şekilde güncellendi. Tur süresini de göze alarak bitişi de Didim’e çektik. Arkadaşımız Ersin’le birlikte yaptığımız uzun bir otobüs yolculuğu sonrası 19 Eylül sabahı Kaş’a vardık. Hemen yola çıkmayı planladığımız halde başlayan sağanak yağış sebebiyle planlarımız suya düştü.
- Ülgen’in heybesinden
Geceyi eski hastanenin bahçesinde kamp atarak geçirdik. Mekanı sahiplenen iki insanla polemiğe girmemek için paşa paşa 5’er TL haracımızı verdik. Ertesi gün, güneşin doğuşuyla, bir klasik haline gelen kahvaltı öncesi tırmanışımıza başladık. Kaş’tan Didim yönüne gidiş için alternatifi olmayan bu emniyet şeritsiz, virajlı ve çakıllı yolu kullanacaksanız, siz de trafiğe kalmadan sabah erkenden yola koyulun.
- İlk durağımız belediyenin bir işletmeye çevirip yapılaşmaya giderek doğal güzelline gölge düşürdüğü ünlü Kaputaş Plajı oldu.
- Kaputaş’ta fazla vakit geçirmeden Patara Plajı’na doğru devam ettik.
- Patara Plajı’nda yalnız bir kulübe.
- Denize girdikten sonra Saklıkent’e doğru harika bir ormanın içinden pedalladık.
Burada bir çeşme yakınına kamp atarak bira kutusundan yaptığımız alkol ocağını ilk kez deneme fırsatı bulduk. Volkan Ermiş’in sitesinden öğrendiğimiz bu basit ocağı bir bıçak ve teneke bira/kola kutusuyla yapmak mümkün. Yakıt olarak ispirto veya alkol kullanabilirsiniz.
Ertesi gün planımız Saklıkent Kanyonu’nu dolaşmaktı. Görevliler iki gündür süren sağanak yağış sebebiyle toprak kayması riski oluştuğunu ve girişlerin bir süre için kapatıldığını söylediler. Boynumuz bükük yolumuza devam etmek zorunda kaldık. Fethiye’de öğle yemeğinin ardından Göcek’e devam ettik. Geceyi orada bir arkadaşımızın evinde geçirdik.
- Fethiye’de yemek molası.
- Araç trafiğine kapalı olan Göcek Tüneli’nden geçtik.
Kahvaltıyı yol üzerinde bir köy kahvesinde yaptıktan sonraki durağımız olan Köyceğiz’e doğru ilerledik. Ana yoldan hızla giderken sağda girişi çok güzel olan bir patika fark ettik. Zaten asfalt ve trafikten çok sıkıldığımız için hiç düşünmeden bu patikaya saptık. İyi ki de sapmışız. Yolumuzu biraz uzattı ama buna fazlasıyla değdi çünkü kendimizi dere kenarında uzanan masalsı bir yolda bulduk.
- Geçmiş Turlar > Kaş – Didim Bisiklet Turu
- Bisiklet kenti Köyceğiz!
- Köyceğiz’de hava oldukça rüzgarlıydı.
- Rüzgar sebebiyle kampı ağaçlık alana kurmaya karar verdik.
- Menüde tavuk sote, bulgur pilavı ve salata vardı.
- Köyceğiz’de unutulmuş bir bisiklet.
- Sahilde ahşap bir yapının çatısı altında keyif.
- Gece yoğun yağmurdan su alan çadırımızı kurutmaya çalışırken…
Tur boyunca üzerimizden eksik olmayan kara bulutlar bizi Ören’e doğru ilerlerken de takip etti. Öyle ki bir noktada üzerimize yağan dev dolular yüzünden bir restorana sığınmak zorunda kaldık. Havanın biraz dinmesinden sonra tekrar yola koyularak, yine çok beğendiğimiz yerlerden biri olan Akyaka’ya ulaştık.
- Akyaka’da karşılaştığımız turcu iki arkadaş…
Gökova Bisiklet Turu’nda ters iskimatte gittiğimiz Akyaka – Ören yolu muhteşem doğasıyla yine bizi büyüledi. Fakat Akbük’ten sonra başlayan tırmanış yüzünden hem çok yorulduk hem de bir süre karanlıkta ilerlemek zorunda kaldık.
Ören favori kamp mekanlarımızdan biri olduğu için burada bir gün daha zaman geçirdik.
- Yine kendi pişirdiğimiz akşam yemeği.
- Ören yamaç paraşütçülerinin uğrak yeri.
Didim’e varmadan önceki son durağımız, kısa kaya tırmanışı yapanların gözde mekanı Bafa Gölü oldu. Normalde konaklama için doğanın kendisini tercih ediyorduk ama son gecenin hatrına göl kenarında bulduğumuz güzel kampinge hayır diyemedik. Gün batımında bira keyfi ile turumuzun son gecesini şenlendirdik.
Kaş – Didim turu gıda ve konaklama işlerini kendimiz hallettiğimiz için gerçek anlamdaki ilk turumuz oldu. Rota üzerinde geçtiğimiz noktalar dolayısıyla da en keyiflisiydi. İlk bisiklet turunu yapacaklar için kesinlikle bu rotayı tavsiye edebiliriz.