Önce biraz turun özelliğinden bahsedelim. Eşyalarınızı (çadır, mat, tulum vs.) tur başlangıcında kamyonete teslim ediyorsunuz, o günkü kamp alanına sizden önce taşınıyor. Vardığınızda eşyalarınızı teslim alıp kampınızı kuruyor ertesi gün yine teslim ediyorsunuz. Kampinglerde konaklama dışında günde 3 öğün yemek ve günlük rota üzerinde ikramlar mevcut. Kısacası siz tur başında organizatörlere belirli bir katılım bedeli ödüyorsunuz ve 5 gün boyunca sadece yüksüz bisiklete binip başka bir şeyi kafaya takmıyorsunuz. Bir de turun grafikeri Ahmet Coka’nın tasarladığı formalara sahip olmak bu tura katılmanın tuzu biberi oluyor. Bisiklet turculuğuna ısınmak için çok güzel bir başlangıç. En azından bizim için öyle oldu.
Baktık biz bayağı bir bisiklete biniyoruz, çok da severek biniyoruz, bir bisiklet festivaline katılalım dedik. Araştırdık ve öğrendik ki gerçek bir turcu olmak istiyorsan Gökova Bisiklet Turu’na katılman lazım. E o zaman yapacak bir şey yok, kaydımızı yaptıralım dedik. Son anda bir şekilde arkadaşlarımız Özge ve Uğur Büyükakman ile tura dahil olmayı başardık. Transferle ilgili bazı aksaklıklar yaşamadık değil. İlk fotoğrafta gördüğünüz şekilde bisikletleri otobüse yükleyerek ölümle burun buruna seyahatimizi tamamladık ve başlangıç noktası olan Muğla’ya vardık.
Turun en heyecan verici anlarından biri Gökova Körfezi manzarası eşliğinde yaptığımız Sakar Geçidi inişiydi. İlk gün 8 dakika boyunca, 65 km/s hızla yaptığımız iniş, çok keyifli bir başlangıç oldu.
- Özge ve Uğur ile manzara eşliğinde kahve molası verdik.
- Gökova Körfezi
- Coşku ve Ülgen
- Turda 220 bisikletçi bir arada pedalladık.
Tur boyunca verilen yemekler ve yapılan ikramlar gayet tatmin ediciydi. Rota boyunca belirli aralıklarla su ikmali yapabileceğiniz, yine organizasyonun temin ettiği kamyonetler mevcut. Bu gezici su istasyonları resmen çöldeki vaha niteliğinde. Yol boyunca zaman zaman yapılan taze meyve ve tulumba tatlısı ikramları da hayat kurtarıyor. Bunun dışında isteğe bağlı olarak mola verebileceğiniz mesire yerleri, kahveler, ufak restoranlar da yine rota üzerinde.
- Ula’da soğuk ayran keyfi
- Okul bahçesinde bir öğle yemeği
- Modern köy kahvesi
- Bir başka gözleme – ayran molası
- Feribot inişi Bodrum lokması
- Dondurma bile yedik
İlk 3 gece kampinglerde, son gece ise Ören sahilde bir parkta kamp yaptık. Tüm kamp alanları denize nazır ve doğayla iç içeydi. Dev ağaçlarıyla ilk gece kaldığımız Çubucak Orman Kampı ve muhteşem sahiliyle Ören en beğendiğimiz yerler oldu.
- Kamp alanına yerleşirken
- İlk kamp alanımız Çubucak Orman Kampı
- Çubucak’ta kahvaltı sırası
- Bodrum Zetaş Camping
Turun en büyük kazanımı turuncu bisikletli arkadaşımız Yusuf ile tanışmamız oldu. Tur bisikletçiliğine ve kampçılığa gönül vermiş olan Yusuf, bize hem tecrübelerini aktardı hem de pestil, kuruyemiş, yaz helvası olsun ikramları esirgemedi, sağolsun. Çıkacağımız ekolojik bisiklet turu için de hem yol yordam gösterdi hem de ekipman desteği sağladı.
- Yusuf, pestil ve bisikleti
- Ufak bir mola
Gökova turundan bazı güzel manzaralar ve ilginç görüntüler:
- Gökova Okaliptus Yolu
- Duta daldık
- Köpeğiyle gelenler de vardı
- İki tarafı deniz olan bu yoldan geçtik